29 Haziran 2010 Salı

"CAMİA KABULLENMESİ"Nİ GARANTİ EDİYORUZ!

  • Transfer olduğunuz camianın sizi kabullenmeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
  • Geçmişinizde yeni takımınızın taraftarlarını üzecek davranışlarınız mı oldu?
  • Kamuoyu sizi hala eski takımınızın ismiyle mi çağırıyor?
  • Eski camianızın sembol ismi olmaktan kurtulmak mı istiyorsunuz?
UMUDUNUZU KAYBETMEYİN!!! BİZ HALLEDERİZ...

Manipüle Ajans, uzman kadrosuyla yardımınıza hazır. Sosyoloji testlerinden başarıyla geçmiş, onaylanmış tekniklerle 3 aşamada sizi yeni camianıza adapte ediyoruz:

1.Aşama: ESKİ FOTOĞRAF
Mahallede top oynarken çekilmiş bir fotoğrafınızı amaca uygun renklendirerek kamuoyunu ikna edecek ilk kanıtı oluşturuyoruz. Fotoğraf çalışmasındaki hassasiyet ve gerçekçilik diğer aşamaların başarısını da etkileyeceği için uzman olmayan kişilere fotoğrafınızı elletmemenizi tavsiye ederiz. Ajansımızın deneyimli uzmanlarının neler yapabileceğini aşağıdaki örnekte görebilirsiniz:



2.Aşama: AKRABA İLE MAÇ ANILARI
Yeni takımınızın taraftarı olan bir akrabanızın ismini bize iletmeniz yeterlidir. Böylece, bu akrabanızla yaşandığını iddia edeceğimiz yapay anılar oluşturabileceğiz. Bir anıyı gerçekçi kılan detaylardır; yeni takımınızın tarihine o kadar hakim olmadığınız için lütfen bunu evde kendiniz denemeyiniz. Anılardaki gerçekçiliği arttırmak adına herkesin hatırlamayacağı maçlar seçilecek ve uzman kadromuz anınızı taraftarlığınızı vurgulayacak şekilde renklendirecektir. Örneğin,

"Dayım fanatik Fenerbahçe'liydi ve onunla birlikte Fenerbahçe maçlarına gitmekten büyük zevk alırdım. Hiç unutmuyorum 1993 senesiydi, ufacık çocuğum, karlı bir Ocak gününde soğuğa rağmen beni Fenerbahçe-Gaziantep maçına götürmesi için çok ısrarcı olmuştum. Maç 1-1 berabere bitmişti ama golü çocukluğumun kahramanı İlker attığı için çok mutlu olmuştum. O zamanlar Fenerbahçe Stadı çevresinde satılan köftelerin lezzetini hala ararım."

3.Aşama: ESKİ CAMİAYA SALLAMA
İlk iki aşamadan elde edilecek başarı yeni camianızın sizin geçmişinizle ilgili hiç şüphe duymamasına sebep olacaktır. Geçmiş çözümlendiğine göre son aşama gelecekle ilgili şüphelerin ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaçla, eski camianıza (özellikle son dönemi hedef alan şekilde) üstü kapalı olarak saldırılması çok önemlidir. Ağzı olan herkesin açıkça saldırması ve hakaret etmesi mümkündür; ancak, ajansımızın uzmanlığı bunu size kimseyi rahatsız etmeden yaptırtmak olacaktır. Örneğin,

DEMEÇ: "Aradığım dostluk ortamını Fenerbahçe'de buldum."
ANLAMI: "Eski takımımda dostluktan eser yoktu."

DEMEÇ: "Aile büyüklerimle de konuştuğumda, kariyerim için doğru kararı verdiğimi düşünüyoruz."
ANLAMI: "Eski takımımla hiçbir hedefe ulaşamazdım, bunu annem babam bile biliyordu."

DEMEÇ: "Fenerbahçe seyircisi önüne çıkacağım için hiç olmadığım kadar heyecanlıyım."
ANLAMI: "Eski takımımın seyircisi de bağırır dururdu ama pek heyecan vermezdi."

Yukarıda bahsedilen 3 aşama profesyonelce yönetildiği takdirde yeni camianızın sizi kabullenmesini garanti ediyoruz. Bize ulaşın:

MANİPÜLE AJANS
Cumhuriyet Meydanı
Hürriyet Caddesi
No:11 Kat:6
TUNCELİ

manipulator@majans.com

27 Haziran 2010 Pazar

ANKET: NASIL BİR TARAFTARSINIZ?

Aşağıdaki tüm resim ikililerini gözden geçirip ve A resmine mi B resmine mi kendinizi yakın hissettiğinizi not ediniz...
A'ların sayısı 0-2 arasındaysa:
"AVRUPA'DA BÖYLE DEĞİL MESELA" MODELİ TARAFTAR
Sürekli Premier Lig'den örnekler vermeyi seviyorsunuz. Kulübün yapacağı ekonomik hamleleri, tesisleşme çalışmaları sizi çok memnun eder. Başarının anahtarını kurumsal yönetim ve parada görüyorsunuz. Size göre tüm kulüpler profesyonellerin eline bırakılmalı. Her sene o sezonun formasını satın alıyorsunuz. Şampiyonlar ligi seribaşı sistemini ve ülke puanı hesaplarını ezbere biliyorsunuz. Brezilyalı oyunculara ara sıra sempati duysanız da genelde şüpheci yaklaşıyorsunuz. Alman ve İtalyan ekollerinin sonuca yönelik oyun tarzları ve taktikleri hoşunuza gidiyor.

Balıklama atlayacağınız muhabbetler: "Sportif direktörlük pozisyonu korunmalıydı.", "Bizden Alex Ferguson çıkmaz.", "Taraftar kartlarından yeterince gelir elde edilmiyor.", "Scouting sistemi olmadan yatırım niteliğinde transfer yapmamak lazım.", "La Liga mı, Premier Lig mi?"

A'ların sayısı 3-5 arasındaysa:
"SARI-LACİVERT-ŞAMPİYON-FENER" MODELİ TARAFTAR
Maçlara gitmekten, bağıra bağıra tezahürat yapmaktan çok hoşlanıyorsunuz. Takımınızın başarılı olduğu dönemlerde coşkunuz katlanırken, başarısız olduğu dönemlerde biraz içinize kapanıyorsunuz. Derbi maçlardan sonra rakip takım taraftarlarını kızdırmak, hafta boyunca alaycı e-postalar göndermek size büyük keyif veriyor. O sezonun forması yerine uğurlu formanızla maça gitmeyi tercih ediyorsunuz. Yıldız oyuncuları çok seviyor ve başarısızlıklarına tahammül gösterebiliyorsunuz. Şampiyonluk kutlamalarında hep en çok eğlenenlerden biri oluyorsunuz.

Balıklama atlayacağınız muhabbetler: "Sağda Stoch, solda Hazard olursa forvete eşek koysan 25 gol atar.", "Quaresma kaç Alex eder? 5,10,15...", "Şampiyonlar Ligi maçlarında vuvuzela kullanmamıza izin verirler mi?"

A'ların sayısı 6-8 arasındaysa:
"İSLAM ÇUPİ" MODELİ TARAFTAR
Sizin için şampiyonluk, kupalar falan hikaye. Varsa yoksa anılar, anılar, anılar. Harrington Kupası'nın hikayesini ezbere biliyorsunuz ama Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde kaçıncı torbada olacağı hakkında hiçbir fikriniz yok. Size göre Rıdvan da iyiydi ama Can Bartu'yu, Cemil Turan'ı seyretmeyenler için. Evinizde bilet koleksiyonu, VHS maç videoları, eski maçlardan saç bandı ve bileklik vb. türlü malzemeler bulunuyor. Teknik-taktik konularını boş buluyorsunuz; sizin anlayışınızda Fenerbahçe çıkar oynar kazanır, gerekirse hakemi de yenmelidir. Yeni formalarda en çok armanın üzerindeki yıldızlara kıl oluyorsunuz.

Balıklama atlayacağınız muhabbetler: "Aykut Kocaman sembol isim midir?", "Aziz Yıldırım en başarılı başkan mıdır?", "Neden kulüp olarak 17 şampiyonluğu kabullenip, ürünlerimize bile yansıtıyoruz?", "Sponsorluk nedeniyle Fenerbahçe isminin yanına müessese ismi koymak caiz midir?"


24 Haziran 2010 Perşembe

ÖYLE İŞKENCE OLMAZ! BÖYLE OLUR!

Bir çalışanın tazminatını almadan istifaya zorlamak adına yapılan türlü işkenceler genelde "mobbing" kavramı altında değerlendirilmektedir ve suçtur. İyi de, bu çalışanın tazminatı milyonlarca ABD Doları tutuyorsa sabah 09:00 akşam 17:00 mesai yaptırmak işkence kabul edilebilir mi?

Bizlerin 2-3 bin Türk Lirası karşılığında değil 9-5, sabah 08:00-akşam 18:00 mesai yaptığımız ve gıkımızın çıkmadığı düşünülürse, 6-7 milyon Dolar'a, aramızdan bırakın mesaiyi tesislerde keşiş hayatı yaşamayı kabul edecekler çıkacaktır.

Demek ki bu adamı böyle bezdiremezsiniz... Peki nasıl?

SORUN: Dışarıdan yemek söyleyerek iyi beslenebiliyor.
ÇÖZÜM: "Kurumsallaşma" adı altında tesise pide, kebap, lahmacun getirebilen restoranlardan HACCP, BRC, IFS, NFPA, vb. türlü belgeler istenecek, bu belgeleri getiremeyen hiçbir lokantanın yemeği tesise sokulmayacak. Tesislerde hergün 3 öğün bulgur pilavı ve yeşil mercimek pişirilecek. Yemeklerin yanında sağlık açısından taze beyaz ekmek kullanılmasına izin verilmeyecek. Tesisin rüzgarın yönüne belirlenecek çeşitli yerlerinde hergün sadece yöneticilerin katılabileceği mangal partileri verilecek.

SORUN: Ofisteki matkap vb. inşaat sesleri yeterince rahatsız edici değil.
ÇÖZÜM: Bir yönetici Unkapani'na gönderilecek, plak şirketlerin tamamı tarafından reddedilmiş ne kadar türkücü adayı varsa bir minibüsle toparlanıp kaset yapma vaadiyle teknik direktörün yan odasına yerleştirilecek. Gün boyunca prova yapmaları için ses sistemi kurulacak. Amatör şube olarak Arabesk ve Halk Müziği Şubesi kurulacak. Teknik direktörden bu şubenin çalışmalarıyla da ilgili hergün rapor vermesi istenecek.

SORUN: Başkan'dan başkasına bağlı çalışmayı kabul etmiyor.
ÇÖZÜM: Edecek ulan!
ALTERNATİF ÇÖZÜM: Başkan istifa edecek, teknik direktörün altında çalışmayı kabul etmediği kişi başkan seçilecek, böylece seve seve ona bağlı çalışacak.

SORUN: Alman basınına yönetimi ve kulübü kötüleyen açıklamalar yapıyor.
ÇÖZÜM: Konuyla ilgili sorumlu yönetici atanacak. Bu yönetici Almanya'daki tüm gazete ve dergileri satın alarak toplatma maliyetinin tazminat maliyetinden düşük olup olmadığının fizibilitesini yapacak. Bu yöntemin pahalı bulunması durumunda Rusya'daki ilişkiler kullanılarak, yönetim de teknik direktörü Rus basınına kötüleyen açıklamalarda bulunacak.

SORUN: Oğlunun bile işine son verildi, ama bana mısın demiyor.
ÇÖZÜM: Almanya'da kayınpederi, kuzeni, yeğeni, ağabeyi, kardeşi ne kadar kişiye ulaşılabiliyorsa, bu kişiler özel uçakla İstanbul'a getirilecek. Hepsi derhal kulübün değişik kademelerinde işe alınacak ve henüz tazminat hak etmemişken kovulacaklar. Gereken etki sağlanana kadar işe alma ve kovma işlemine devam edilecek.

Yıldırma, bezdirme, sindirme planı böyle olur...
Ancak ve ancak böyle planlı programlı olunursa yıldırma politikasının başarıya ulaşma şansı vardır. Yeterince yaratıcı olunabilirse o tesislerde işkence yapmaya müsait kim bilir daha ne çok malzeme çıkar. İşte size bir örnek, haydi şimdi göreve:

SPOR PROGRAMINA DOĞRU İSİM SEÇMEK!


UYARI! Bu bilimsel yazıyı lütfen bilimsel ciddiyette okuyunuz.

Komedi Spor'un ortaya koyduğu bu araştırma raporu sayesinde televizyon kanalları yeni sezonda program ismi bulmakta güçlük çekmeyecekler ve seyircilerin muazzam ilgisini çekecek yayınlara imza atacaklar. Önerilerimiz ücretsizdir, telif hakkı istemiyoruz.

Televizyonlarımızdaki spor programlarının isimlerini (bilimsel olarak) incelediğimizde, bu isimleri şu şekilde gruplayabiliriz:

1- İsmini lokasyondan alan TV programları:
Bu tipteki spor programları genelde o sporla ilişkili yer isimleriyle ekrana gelirler. Buna verebileceğimiz en güzel örnekler, KALE ARKASI, MARATON, STADYUM, BİZİM STADYUM, 6 PAS vb. programlardır. Bu isimlerin temel amacı, seyirciyi olayın içine çekmek sanki oradaymışçasına heyecanlandırmak, izleyicileri rahat koltuklarından kaldırıp sahadaki atmosfere taşımaktır. Bu amaca yönelik bizim program ismi önerilerimiz de şunlardır:
  • CEZA SAHASI YAYI
  • ÇIKIŞ TÜNELİ
  • KÖŞE GÖNDERİ
  • SOYUNMA ODASI
  • ŞEREF TRİBÜNÜ
  • ORTA SAHANIN RAKİP ALANDA KALAN DİLİMİ
  • CEZA SAHASININ YAN ÇİZGİSİYLE TAÇ ÇİZGİSİ ARASINDA KALAN ALAN
  • BOYALI ALAN (Basketbol programı)
  • ÜÇLÜK ÇİZGİSİ (Basketbol programı)

2- İsmini spektaküler hareketlerden alan TV programları:
Bu tipteki spor programları o sporla ilgili sevinilen anları veya sevilen hareketleri isimlerine taşırlar. Bunlara verebileceğimiz örnekler: TELEGOL, TELEVOLE, VERKAÇ, TAM SAHA, SMAÇ, HAVA ATIŞI vb. programlardır. Bu isimlerin temel amacı, seyircilerin programda da bolca gol veya smaç göreceği hissini vermek ve seyircide beklenti yaratmaktır. Bu amaca yönelik isim önerileri şunlardır:
  • UÇAN KAFA
  • MUZ ORTA
  • BACAK ARASI
  • AL DA AT DERCESİNE
  • SAĞINDAN ATIP SOLUNDAN GEÇENLER
  • KALECENİN UZANAMAYACAĞI YERE GÖNDERENLER
  • DELİKSİZ (Basketbol programı)
  • B.Ş.B.- BLOK ŞAPKA BEYİN (Basketbol programı)
  • ARKA ORTADAN HÜCUM (Voleybol programı)
3- İsmiyle maç sonrasını çağrıştıran TV programları:
MAÇIN ARDINDAN gibi klasik örneklerine de rastladığımız bu türün en güzel örnekleri: 3.DEVRE, 91.DAKİKA, 5.PERİYOT vb. programlardır. Bu isimlerin temel amacı, seyirciyi maçın bitmediğine inandırmak ve sanki maç devam ediyormuş gibi seyircileri bitmek bilmez tartışmaların içine sürüklemektir. Bu kapsamdaki program önerilerimiz de şunlardır:
  • UZATMALAR
  • 90+5
  • HAKEM SAATİNİ DURDURUYOR
  • SON DÜDÜK ÇALMADI
  • 6.SET (Voleybol programı)
4- İsmiyle içeriği birebir örtüştüren TV programları:
Seyirciye en dürüst yaklaşımı sergileyen spor programı türü bu tip programlardır. Dolaylı bir anlatım olmadan veya mecazi kelimeler seçilmeden program içeriği neyse program ismi de buna göre seçilmektedir. Örneğin, %100 FUTBOL, TRANSFER BORSASI, DEREAĞZI GÜNLÜĞÜ, MAÇ TOPLANTISI, NBA STÜDYO, vb. Televizyonlarımızdaki diğer bazı programlara bu tipte bir isimlendirme yapmak istersek önerilerimiz şunlar olabilir:
  • SABAH EZANINA KADAR
  • SONSUZ GEYİK
  • POLEMİĞE GEL
  • TARTIŞ BABAM TARTIŞ
  • KISA LAFIN UZUNU
  • FLAŞ! BOMBA! FLAŞ!
  • YAVAŞ OYNAT, AL GERİ
  • İDAM MANGASI
5- İsmiyle güzel temennilerde bulunan TV programları:
Cici cici, mutlu mutlu insanların Şirinler'in kasabasını andıran bir coşku içinde sporun güzelliklerini birbiriyle paylaştığı sıcak mı sıcak ortamını ismine taşıyan programlardır. Keşke herkeşler böyle olsa dedirten bu program isimlerine örnekler, YENİLSEN DE YENSEN DE, SPOR AŞKI, NOTA BENE, vb. programlarıdır. Temenni niteliğindeki program isimlerine önerilerimiz şunlardır:
  • YAPMA BUNU YAPMA BUNU
  • ÖPÜŞÜN BARIŞIN
  • KAPATALIM BU BAHSİ
  • YA SEV YA TERKET
Görüldüğü üzere televizyon seyircisine etkin biçimde ulaşacak bir spor programına isim vermek çok ciddi bir iştir. Bu yazıyla spor medyamızın yolunu aydınlatmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Saygılarımızla...